AMAÇ VE KAPSAM
Ülkemiz deprem, sel, heyelan gibi doğal tehlikelerin yanı sıra büyük endüstriyel kazalar, terör, KBRN ve göç gibi insan veya teknolojik gelişmelerin ortaya çıkardığı afete dönüşme potansiyeli olan risklerin de odağındadır. Etkili yönetim mekanizmaları, kaynak ve sistemler olmadığında ciddi yıkım gücüne sahip olabilen afetlerle baş etmek, direnç oluşturmak ve köklü çözümler üretip uygulamak adına küresel çapta pek çok afet yönetimi yaklaşımı ortaya atılmıştır. Özellikle geçmiş yıllarda afet yönetiminde tek bir afet türüne odaklanan, yukarıdan aşağıya karar sistematiğini benimseyen ve yakın geçmişte gelişen teknoloji ile afetlerin ele alınış biçimlerini değiştiren mühendislik temelli yaklaşımların ön plana çıktığı bilinmektedir. Ancak bu yaklaşımlar savaş, yangın, terör, göç gibi sosyal afetleri, aşağıdan yukarıya karar sistematiğini ve afet yönetimi çalışmalarının birinci derece yararlanıcıları olan toplulukların katılımını ele almada istenen başarıyı gösterememiştir. Oysa toplulukların, afetin erken aşamalarına yanıt vermedeki hayati rolü, kendilerini ve yaşadıkları çevreyi koruma üzerindeki güçleri, savunma isteklilikleri ve gönüllülükleri özellikle gelişmemiş veya gelişmekte olan ülkelerde toplumun afet yönetimi sistemlerine dahilini topyekûn bir afet risk ve kriz yönetimini zorunlu kılmaktadır. Nitekim son yıllarda ortaya atılan yeni yaklaşımlar ve Birleşmiş Milletlere üye ülkeler tarafından da benimsenen Yokohoma Stratejisi ve Eylem Planı, Hyogo ve Sendai Çerçeve Eylem Planları’nda sıkça yer verilen topluluk katılımı vurgusu önemli bir paradigma değişiminin göstergesidir. Temelde proje tabanlı mikro ölçekli bir yaklaşım olan Toplum Tabanlı Afet Yönetimi-Community Based Disaster Management (CBDM) yaklaşımı uygulandığı ülkelerde başarılı sonuçlar elde etmiştir. Uygulanan ülkeler ile Türkiye arasındaki benzerliklere ek olarak Türkiye’nin sahip olduğu karmaşık olmayan kamu yapısı, birlik beraberlik ruhu, karşılıklı yardımlaşma vb. özellikleri göz önüne alındığında CBDM’nin ülkemiz için de afet riskleri için kalıcı çözümler üretebilecek bir sistem olduğu düşünülmektedir. Afet yanıtlarını toplum bazında standardize etmek için bir öncü adım niteliğindeki eğitim etkinliği, afet risklerinin azaltılması, etkin afet müdahalesi ve iyileştirme çalışmalarına toplum katılımı için kritik önemdedir. Bu kapsamda mevcut eğitim etkinliği ile afete dirençli toplum oluşturulması, küresel ölçekte kabul gören toplum tabanlı afet yönetimi yaklaşımının tanıtılması ve entegrasyonu ile afet yönetimi çabalarının bireysel ve toplumsal düzeyde sürdürülebilirliğine katkı sağlanması amaçlanmaktadır.
Ayrıca Toplum Tabanlı Afet Yönetimi ve Eğitimi eğitim etkinliği projesi ile;
Özellikle yerel ve bölgesel toplulukların afet yönetimi süreçlerine katılımını artıracak öneriler sunulması,
Toplumda afet direncinin artırılması, afet risklerinin azaltılması, afet kültürü oluşumu ve yaygınlaştırılması adına yürütülecek çalışmalar için politika önerileri geliştirilmesi,
Lisans ve lisansüstü eğitimde afet yönetimine özellikle Toplum Tabanlı Afet Yönetimi yaklaşımına olan ilginin artırılması,
Toplum Tabanlı Afet Yönetimi yaklaşımının gelişimi ve uygulama adımlarına ilişkin bir yol haritası oluşturulması
amaçlanmaktadır.